- nefis
- Í-fsi 阿́1. 自己, 本人, 本身, 自身: \nefisi İstanbul'de 就在伊斯坦布尔市里 İnsan yalnız nefsini düşünmemeli. 人不能只想到自己。O nefsinden başkasını düşünmez. 他只考虑自己的事。Nefsi şehir bombalanmamıştır. 城市本身没有遭受轰炸。2. 生理要求◇ \nefis kökletmek 1) 马马虎虎地满足一下自己要求 2) 先吃点东西垫垫饿肚子 \nefis müdafaası 自卫 \nefis mücadelesi 自我克制欲望 \nefis (in) e düşkün 自私自利者的, 利自己, 克制不住自己欲望的 \nefise itimat 自信, 自以为是, 高傲态度 \nefisine hâkim olmak 抑制自己 \nefisine itimadı zayıf 不相信自己的, 对自己没有信心的 \nefisine karşı tahakküm yapmak 抑制欲望 \nefisine mağlüp olmak 做自己贪欲的奴隶 -i \nefisine yedirememek 不能忍受, 不能容忍, 认为做某件事对自己来说是十分困难的 -i \nefisine yedirmek 放弃, 牺牲; 默默忍受(屈辱等), 隐忍(某种感情); 忍住, 忍受过去 \nefisi \nefisine 自便, 自行其是 \nefisi emare 淫欲 \nefisini yenmek 抑制自己, 克制自己 \nefisini zaptetmek 抑制住自己感情, 控制住自己感情◆ Nefsinde tecrübe etmediğin şeyi başkasına tavsiye etme. 自己没做过的事不要让别人做。II[nefi:s]阿́ s.1. 非常好的, 极好的; 美丽的, 漂亮的: \nefis bir yemek 味美的菜, 好吃的菜 Bu film çok nefis. 这部影片非常好。Elinize sağlık, balık nefis olmuş. 您手艺真不错, 这道鱼做得太好了。2. 非常讲究的, 极精致的; 稀有的, 罕见的; 珍贵的, 贵重的
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.